İlişkilerde Güven

Zaman zaman ilişkilerimizde işin içinden çıkamadığımız süreçler yaşarız. Peki bu süreçleri neden yaşarız? Neden karşı taraf bizi yanlış anlar ya da neden hep sevdiğimiz insanlar tarafından ihanete uğrarız ve hep kırılır, yıkılır, üzülürüz. Bir süre sonra kalbimizi sevgiye, aşka kapatır mutluluğu ve huzuru, belki de aşkı aramakla ömrümüzü geçiririz. Mutluluğu ve huzuru hep dışarılarda ararız. Ama bir türlü bulamayız. Mutluluğu koşullandırır, sebeplere bağlarız. Halbuki gittiğimiz yerlerde aramak, dış sebeplere bağlamak, sosyal çevremizle bir bütün olmaya çalışmak, hızlı yaşamak, hızlı tüketmek ile tatmin olup mutlu olacağımızı sanırız ancak çok kısa zamanda yanılırız. Kalbimizi sevgiye kapattığımızda ruhumuzla olan bağımız da bir nevi kopar. Ruhumuzla bütünlük sağlayamadığımızda, kedimize yabancılaşır, olayları kalp gözüyle göremez ve daha çok güven problemleri yaşar ve paranoid düşünceler zihnimizi kurcalamaya başlar. bu da bizi dış dünyaya karşı güvensiz yapar. (Bir sonraki yazımda ruhsal bütünlüğümüzü nasıl sağlayacağımızın üzerine değineceğim)

İlişkilerimizde güven konusu en önemli unsurlardan bir tanesidir. Güven temelleri üzerine oturmamış ilişkiler hem yıpratıcı hem de yıkıcı olabilir. Acaba bu güven duygusunu karşımızda ararken kendi içimizde güven eksikliği yaşıyor olabilir miyiz? Kendi içimizde derken biraz açmak gerekirse bu kendimize olan güvensizliğimiz olabilir. Dış dünyaya karşı güvensiz hissedebiliriz. Tüm bu güvensizliği içimizde yaşarken, dış çevreden güven beklemek veya güveni deneyimlemek ne kadar doğru olur? Bu durumu şuna benzetebiliriz; toprağa domates ektim çilek çıkmasını bekliyorum :) İçimizde güvenle ilgili bir temel inanç tohumu varsa dış dünyada da bunun tezahürünü yaşarız. Öncelikle, güvenle ilgili ilişkimizi bilmek farkındalığımızı arttırır. Güven konusundaki bakış açımız bizim temel inançlarımızı fark etmemizi sağlar. Kendimize güven duymak daha sonra değerlerimize güvenmek güven hissini tanımamızı ve içselleştirmemizi sağlar.

Seanslarımda, birçok vakıada güven temelleri eksik olarak kurulmuş ilişkilerin sağlıklı ilerlemediğini gördüm. Telefon mesajlarından tutun da eski ilişkilerin gündeme gelmesi, alternatif ilişkilerin olması, geçmişte yaşanılanların sık sık gündeme gelmesi gibi gibi sağlıksız olmayan ilişkiler paterni yaşanmaktadır.

Bu durum aynı zamanda iki tarafın da yıpranmasına, ruh sağlıklarının bozulmasına sebep oluyor. Geçmişte yaşananların tekrar tekrar gündeme taşınması ilişkileri daha da çok çözümsüzlüğe itiyor. Hatta güvenle ilgili Shakespeare' in bir sözünü paylaşmak istiyorum. "Güven ruh gibidir, terk ettiği bedene asla geri dönmez."

Güven dolu bir ilişki yaşamak için, öncelikli olarak çiftlerin birbirlerine karşı şeffaf olmaları, iletişimlerini güçlendirmeleri ve empati kurabilmeleri gerekiyor. Baş edilemeyecek durumlarda her zaman profesyonel destek (aile danışman, aile çift terapisti) almak sağlıklı olacaktır.

Sevgiyle kalın.